Blog
-
18.03.2014 21:27
Röportaj: Miagusto Blogunun Yazarı Bilge Karadeniz
Merhaba, Miagusto blogunun yazarı sevgili Bilge’nin daha önce benimle yapmış olduğu röportajı hatırlarsınız. (Tık tık.) Bu sefer de biz biraz Bilge’yi tanıyalım istedim ve birlikte keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle seni tanımayan Pembe Ruj takipçileri için kendini tanıtır mısın?
Tabi ki, Bilge Ben :) Balık burcuyum, çok sezgisel bir insanım. Esas işim Kalite Yönetim Temsilcisi, ama boş durmayı sevmeyen bir insanım, hobi olarak blog yazmayı çok seviyorum. Daha önce de Karma adında bir blogum vardı, şiirlerimi,sevdiğim sözleri ve teknoloji üzerine güncel haberleri, moda ile ilgili trendleri yazıyordum. Yaklaşık
6 aydır da Miagusto ile ilgileniyorum :)Blog açmaya nasıl karar verdin? Şuanda blogun olmasaydı onun yerine ne yapıyor olurdun sence?
2010 yılında hayat üzerine kendimi keşfederken ve sorgulama içindeyken Karmayı açtım. İsminden de belli oluyordur, ne ekersen onu biçersin felsefesi ile çok ilgileniyordum. Bir de ek olarak çok güzel şiir yazdığımı söylerlerdi. Bunların hepsi birleşince bende Karmayı açtım. Eğer blogum olmasaydı yine şu anda devam eden Kalite Yönetim Sistem danışmanlığına devam ediyor olurdum.
Blogun için gelecek planların var mı?
Miagusto’yu çok seviyorum, Miagusto sayesinde var olan çevrem daha da genişledi. Güzel insanlar tanıdım ve tanıyorum. Markalaşma sürecini ve bunun arka planında olanları daha net kavrayabiliyorum. Bu nedenle Miagusto’yu sürekli geliştirmeyi düşünüyorum. Daha çok küçük bir blogum, büyüdükçe ben de olgunlaşacağım ve güzelleşeceğim :)
Kendini tanımlamak için seçeceğin 3 kelime ne olurdu?
Sezgisel, duygusal ve merhametli.
En fazla kullandığın sosyal ağ hangisi ve neden?
Twitter birinci sırada. Akabinde Instagram ve Pinterest. Neden Twitter; sürekli güncel haberleri takip etmek güzel.
Bilge’nin günlük bir rutini var mıdır, günün nasıl geçer?
Haftanın 2 günü danışmanlık yaptığım şirketlere gidiyorum, onun dışında pilates yapıyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum, lansmanlara katılıyorum. Alışverişi her gün yapıyorum desem yeridir :) Gece geç yatıyorum, şiirlerim de o zaman çıkıyor zaten :)
En büyük stil ikonun kim?
Olivia Palermo’yu çok beğeniyorum. Zaten kendisiyle burçtaşmışız, ben de bu sene öğrendim. Pahalı ve ucuz markaları bir araya getirerek çok güzel ve şık olunabileceğini gösteriyor ve ne giyse yakıştırıyor.
Bir moda blogu yazarı olarak tasarımlarını en çok beğendiğin 3 tasarımcı kimdir?
Yabancı olarak Dior, Alexander Mc Queen. Türk tasarımcılarda ise Mehtap Elaidi, Simay Bülbül ve Arzu Kaprol.
Türkiye’de modanın şuanda bulunduğu yeri nasıl değerlendiriyorsun? Sence Türk kadını giyinmeyi biliyor mu?
Türkiye’de moda bence çok güzel bir yerde. Sesimizi artık dünyada duyurmaya başladık. Türk kadını giyinmeyi biliyor, modayı takip ediyor, ama zaman zaman stil hataları yapılabiliyor sanki…
Yeni bloggerlara vermek istediğin öneriler var mı?
Öneri diyemem ama blog çok uğraş gerektiren bir iş. Her gün bir post hazırlamak gerekir, hazırladığın post için bilgi sahibi olmalısın. Sonuçta seni birçok insan okuyor, yanlış bilgi vermemek gerekiyor.
Yazı yazmayı, sürekli okuyup kendini geliştirmeyi seviyorsan blog açabilirsin, yoksa giydiğini fotoğraflayıp koymak en kolay iş…
-
18.03.2014 21:25
Röportaj: Gentlemeter; Erkek Moda Blogu
Erkek moda bloglarının azlığını bana sorun :) Bu açığın farkına varan Murat Işık, Gentlemeter adındaki blogunu kurmuş. Kendisi Bloglovin‘de erkek moda blogları arasında ilk ona oynuyor şuanda onbirinci sırada. Kendisi ile ufak bir röportaj yaparak erkek moda blogu eksikliği çeken takipçilerimize tanıtmak istedim;
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ?
Adım Murat Işık. 20 yılı aşkın süredir reklamcıyım. Türkiye’deki global network’lerde yaratıcı yönetmenlik ve ajans başkanlığı yaptım. Şu anda da lokal bir yaratıcı ajans olan Adquarters’ın ajans başkanıyım. Mutlu bir evliliğim, 10 yaşında bir oğlum var.
Blog yazmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz ?
Online dünyanın giderek gelişmesi ve iletişim dünyasında önemli bir yere sahip olması benim gibi eski reklamcıları bu dünyayı daha iyi öğrenmeye zorladı. Öğrenmenin en iyi yolunun kendini denize atmak olduğunu düşünerek, denizin sığ ve kolay tarafı olduğunu düşündüğüm bloglara yöneldim ama hiç de sığ değilmiş. Erkek moda ve yaşam tarzı bloglarını takip ediyor ama eksik buluyordum, bu eksiği doldurmak amacıyla da Gentlemeter’ı başlattım.
Alan adınız çok orjinal. Nasıl buldunuz acaba ?
Reklamcıyım… İşim zaten orijinal markalar yaratmak… O kadar olsun:)
Neden İngilizce? Türkçe yazmayı da düşünüyor musunuz?
Elimde bütün dünyaya seslenebilecek bir mecra varken kendimi Türkiye ile sınırlamak istemedim. Ziyaretçi ve takipçilerimin 3′te biri Türkiye’den, geri kalanı ise Amerika Birleşik devletleri başta olmak üzere bütün dünyadan… Türkçe yazmayı düşünmüyorum Gentlemeter’da…
Tasarımlarını en çok beğendiğiniz 3 moda tasarımcısı ?
Sir Paul Smith, Dries Van Noten ve Helmut Lang.
Bu ufak röportaj için ve bir erkek olarak bu güzel blogu kurduğu için Murat Işık’a teşekkür ediyorum. -
18.03.2014 19:12
Röportaj: La Petite Dolly – Dolly Karlıyol Tosun
Merhaba,Bugün farklı blog konusu ile dikkat çeken, spiritüellik ile stili aynı çatı altında birleştiren La Petite Dollyblogunun sahibesi Dolly Karlıyol Tosun‘u konuk ediyoruz :) Birlikte gerçekleştirdiğimiz bu keyifli röportajı okurken, eminim onun o güzel enerjisi size de geçecek :)
Öncelikle kendinden bahseder misin ?
Dolly Karlıyol Tosun, tam bir yay burcu kadını. Annemin karnındayken bile tepinen bir enerjiye sahipmişim ve doğduktan sonra da şükür enerjimden hiçbir şey kaybetmedim. Meraklı, canlı,konuşkan, girişken ve renkli bir kişilik olmaya çalışıyorum diyelim.
Terzi bir babaanne ve kuaför bir anneannenin torunuyum. Sanata, modaya, ölümün ötesine, astrolojiye ve bilinmeyene olan ilgim her zaman vardı. Aynı zamanda insanlarla iletişimi ve sosyal olmayı çok seven biriyim.
Görünenin ötesinde bir şeyler olduğunu hep hissettim ve sorguladım. Açıkçası bunların hepsi içimden, ruhumdan geliyor desem daha doğru olur. 17 yaşımdan beri kurumsaldan, reklamcılığa kadar birçok sektörde çalıştım taa ki bir gün “Ben ne yapıyorum? Ne zaman hayallerimi gerçekleştireceğim?” diyene kadar. Bu süreçte eşim Ömer bana inanılmaz destek oldu; beni hep yüreklendirdi ve teşvik etti.
Önce spritüel ve stili birleştirdiğim blogumu/sitemi oluşturdum, sonrasında da artık moda ve stil ile ilgili bir şeyler yapmak istiyorum; bu işe aşığım ve uzak duramıyorum dedim ve evrenin karşıma çıkardığı işaretlere göre yönlendim.
Kendimi bir gün Bahar Korçan’ın ofisinde buldum; inanılmaz yürekli, bilgili ve kalbi kocaman olan bu kadın ile sohbet ederken bana söylediği bir şey benim hayatıma dokundu:”Dolly sen ne yapmak istiyorsun?” dedi. “Çizmek, dikmek istemiyorum; tasarımcılar yapsın ben ürünlere ihtiyacı olan kişileri tespit edip doğru bir şekilde yönlendirip onlarla buluşturan bir hizmet vereyim,” dedim. Bana dedi ki, senin bu istediğini şu anda kimse istemiyor. Herkes tasarım yapmak, çizmek, üretmek istiyor ama bizleri sunan/satan yok. Bu söyledikleri bana ilham oldu ve stil danışmanlığı ile ilgili eğitimleri araştırmaya başladım. Türkiye’nin çok değerli dört ayrı eğitmeninden eğitim aldım, hepsi bana çok şey kattı. Senelerdir biriktirdiğim bilgilerim ve deneyimlerim ile de birleştirerek insanlara hizmet vermeye başladım.Blog dünyasına nasıl girdin?
Aslında ben konuşmayı ve anlatmayı çok seven biriyim. Her yaşadığımı büyük bir mizansen ve tiyatrovari olarak arkadaşlarıma anlatmayı ve her bir olaydan komik bir şey çıkartıp anlatarak insanları güldürüp keyifli zaman geçirmelerinden de çok hoşlanırım. Ve de kendiliğinden olan bir durum var ki, insanları bir araya getirmeyi çok severim.
Örneğin astrolog arayan beni arar kime gideyim diye yönlendiririm. Ucuz elbise nerde var ? Hangi kişisel gelişim kitapını okuyayım diye gelen de çok olur. Bende seve seve ilgilenirim ve yönlendiririm.
Beni bilenler, sürekli blog açsana bütün bu anlattıklarını ve paylaşımlarını orada yaz insanlar da yararlansın diyorlardı. Ben konuşmayı iyi bilen ama yazmayı pek beceremeyen biriyim zannederdim ama sanırım yazmak benim içimde kalan gizli bir cevhermiş. İnsanların güzel ısrarları üzerine kendimi blogda yazarken buldum ve sağ olsun ilk günden beri takipçilerim beni hiç yalnız bırakmadı :)
Blogunun konusu Türkiye’deki çoğu moda blogundan biraz farklılık gösteriyor. Spiritüellik ve moda aynı çatı altında… Bu konuda bize neler söyleyebilirsin? İleride blog dışında bu konu ile ilgili planların var mı?
Benim küçüklüğümden beri hayat mottom “STİLİMİZE giden yol RUHUMUZDAN geçer” di, Çünkü giyilen her kıyafetin takılan her bir takının bir anlamı olduğuna inanıyorum. Ruhunu tanıdıkça daha anlamlı bakarsın hayata ve ona göre farkındalıklı yaşarsın ve tabi ki buna paralel olarak da bunu giysilerine ve yaşamına yansıtırsın yani STİLİNİ belirlersin. Ben de bundan yola çıkarak elimden geldiğince, insanlara ruhunu keşfederek STİLini bulma yolunda kılavuzluk etmeye çalışıyorum. Stil danışmanlığını yine spiritüellikle bağlayıp hizmet veriyorum ve TV programı hazırlayıp sunuyorum. Allah kısmet ederse bunun gibi başka projeler olursa da seve seve yapmak isterim.
Blogun için haftada/günde ne kadar vakit harcıyorsun?
Blogum aslında benim dünyamı yansıtıyor, ben çok fazla sosyal olmayı seven ve sürekli bilgiye aç biriyim. Bilgiye hiç doymuyorum, herşeyin derinini merak ediyorum, boş durmaktan hiç hoşlanmıyorum ve tabi ki bu da bloguma yansıyor. Yani bayağı vakit harcıyorum diyebilirim:)
Blogunu hobi olarak mı görüyorsun yoksa iş mi?
Benim hobilerim aslında şu anda işlerim oldu :) O yüzden kesinlikle iş olarak görüyorum…
Normalde işin nedir?
Stil ve renk danışmanlığı yapıyorum, Yonca Evcimik web tv de Burçlar ve Stilleri programını hazırlayıp sunuyorum ve bir kaç sitede yazılarımı yazmaya devam ediyorum.
Eğer İnternet hiç olmasaydı şuanda ne yapıyor olurdun?
Yazdıklarımı konuşuyor olurdum :)
Kendini tanımlamak için seçeceğin bir kelime ne olurdu?
Fırlama ve renkli :)
Yazarken ilhamının çoğunu nereden alıyorsun?
Bana aslında hayatın kendisi ilham veriyor. Doğa, renkler, insanlar, çocuklar, yaşadıklarım. Sevdiklerimle olmak, ruhumu keşfetmek, insanlarla paylaşmak, mizah, stil, hobilerim yani kısacası hayatım bana ilham ve mutluluk veriyor.
Sence bir blog yazısı yazarken hatırlanması gereken en önemli şey nedir?
Samimi, içten, güvenilir, pozitif ve tutarlı olmak bence en önemli şeyler…
En çok kullandığın sosyal ağ hangisi? İnsanlar seni sosyal ağ bağımlısı olarak görüyor mu?
Facebook, twitter ve instagramı gayet aktif olarak kullanmaya çalışıyorum. Sanırım bazen sosyal ağ bağımlısı olduğum oluyor ama bunun da dengesini bulmaya çalışıyorum :)
Okuyucularımıza blog yazarlığı ile ilgili ipucları vermek ister misin?
Aslında ben ipucu verecek hadde sahipmiyim bilmiyorum, ben kendi yolumu söylesem daha uygun olur. Ben yazımı yazmadan evvel belki size garip gelecek ama, mutlaka içime yani ruhumla ve tabi ki Allah ile konuşurum. Şu anda insanların hangi kelimelere ya da konuya ihtiyacı var derim ve mutlaka bunun cevabı bana er yada geç gelir. Ve kelimeler öyle bir dökülür ki sonrasında istesem de bir daha o satırları yazamam. Bunun Allah ile bizim aramızdaki bir sevgi akışı olduğunu düşünüyorum. Bize akıyor bizde insanlara akıtıyoruz…
Bloguna en çok trafik hangi kaynaktan geliyor?
Belirli bir kaynak demek yanlış olur, Allah razı olsun insanlar her türlü kaynaktan buluyor beni :)
İdeal okuyucudan beklentilerin neler?
Aslında her insan gibi, karşımdaki ile doğru iletişim ve ilişkide olmayı arzu ediyorum. Takipçilerim aslında benim dünyamdaki arkadaşlarım/dostlarım, onlarla sürekli iletişimde olmak ve onlarla fikir alış verişi yapmak beni en mutlu eden şeylerden biri…
Senin için olmazsa olmaz dediğin parça?
Kendimi bildim bileli biriktirdiğim fular/eşarp larım yaklaşık 250 adete ulaştı. Boyum kadar büyük çantalarım :) Beyaz ve gri t-shirtlerim. Ve doğal taşlardan takılarım.
Blogunda istediğin birşeyi değiştirecek bir sihirli değneğin olsa ilk neyi değiştirirdin?
Aslında blogumda değiştirmek istediğim bir şey yok ama Madonna ile röportaj yapmak sanırım iyi olurdu :)
Tasarımlarını en çok sevdiğin tasarımcılar?
Ben sevgi ve emek ile yapılan her türlü tasarımı seviyorum. O yüzden bu satırlara tasarımcıları sığdırmak haksızlık olur :)
Sevgili Dolly’e içten cevapları için teşekkür ederiz :)